Tanzimat dönemi roman ve özellikleri… Romancılık… Türk romancılığı… İlk Türk romanları… Tanzimat romanı… Tanzimat romancılığı… Tanzimat romanının özellikleri… Tanzimat ve roman…. Bütün bu bilgiler Edebiyat Çocuk‘ta…
Bu yazıda ne okuyacaksınız?
Tanzimat Dönemi Roman ve Özellikleri
Türk romanından söz edenler, Tanzimat’ı milat olarak almak zorundadır. Çünkü roman türü, Batı’dan Tanzimat döneminde girmiştir. Tanzimat’tan önce bir Türk romancılığından söz edilemez. Ancak roman türünün atası olan türler, Türk edebiyatında da vardır.
- Destan
- Geleneksel hikaye
- Efsane
- Manzum hikaye
Bizdeki romancılığın atası sayılabilecek türler arasındadır. Kaldı ki ilk Türk romancıları, eserlerinde yukarıda verilen türlerden yararlanmıştır ister istemez. Yani Batı’daki gibi tüm yönleriyle kurumsallaşmış bir tür olarak yazılmamıştır ilk Türk romanları. Bunun nedeni, bireyi anlatan bu türün Türkler tarafından yeni yeni öğrenilmesi ve kullanılmasıdır. Elbette bundan dolayı yeni türle ilgili pratiklerde bazı teknik sorunlar ve kavramsal eksiklikler söz konusu olmuştur.
Yeni tür yeni insan
Yeni tür, doğal olarak yeni bir insan tipini de gerektirir. Tanzimat dönemi roman türünün gelişimi açısından değerlendirildiğinde yeni insan tipinin de ortaya çıkmasıyla ilişkili bir gelişimin gerçekleştiğini de söylemek gerekir. Yani toplum, ahlak, siyaset, ekonomi ve geleneksel olan her konuda yaşanan değişimler Osmanlı insanının değişmesini ve bireyleşmesini sağlamıştır. Bunun için de elbette destan, efsane, manzum hikaye ya da geleneksel hikaye yeterli değildir. Bu yüzden bu insanı ifade edebilecek yeni bir türe ihtiyaç vardır ki bu da romandır. Zira devlet ve toplum Batılılaştıkça bu devleti ve toplumu ifade edebilecek yeni araçlara ihtiyaç vardır. Roman da Türk toplumuna bu ihtiyaçtan dolayı girmiş ve giderek kurumsallaşmıştır.
İlk Türk romanları
İlk romancılarımız, bazı teknik kusurlara karşın yeni insanı, onun bireysel özellikleri ile toplumsal konumunu anlatmak üzere roman yazmaya başlamıştır. Bu romanları şöylece sıralayabiliriz:
- Şemsettin Sami: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
- Namık Kemal: İntibah, Cezmi
- Recaizade Mahmut Ekrem: Araba Sevdası
- Nabizade Nazım: Zehra
- Sami Paşazade Sezai: Sergüzeşt
İlk romanlarımızda karşılaştığımız insan, önceki dönemlerin insanlarından farklıdır. Duyuşu, algılayışı, davranışları, toplumla ilişkisi ve geleneksel değerlere yaklaşımı değişmiştir. Dolayısıyla roman da bunu yansıtan bir tür olarak gündeme yerleşmiştir.