Minik Ağabeyin Şifalı Şarkısı … Gönül Açan Öyküler… Ebru Alemdağ… Hayatı anlatan öyküler… En güzel öyküler… Hikaye örnekleri… Hikayeler… Öykü örnekleri… Çocuklar ve yetişkinler için öyküler… Hayata dair öyküler… Edebiyat Çocuk’ta bugün…
Minik Ağabeyin Şifalı Şarkısı
Tüm Kanımı Alın öyküsü için tıklayınız.
Bebeklerinin olacağını duyunca karı-koca sevinçten havalara uçmuştu. Üç yaşındaki oğulları da ortak olmuştu onların bu sevincine. Heyecan içinde kardeşinin dünyaya gelmesini bekliyordu. Üstelik bir kız kardeşi olacaktı. Ne kadar da mutluydu ona ‘ağabey’lik yapacağı için… Hamilelik normal seyrinde ilerliyordu. Doğum günü gelip çatmıştı. Her şey normal olmasına rağmen sancı geliyor; fakat bebek bir türlü doğmuyordu. Saatlerce sancı çekti genç anne. Sonunda bebek doğmuştu; ama maalesef durumu hiç iyi değildi. Hastanede odadan odaya götürüyorlardı bebeği. Tetkikler, ameliyatlar… Yoğun bakımdaydı bebek. Günler, haftalar geçmesine rağmen bebeğin durumu düzelmiyor; aksine daha da kötüye gidiyordu. Doktor artık anne-babayı her şeye hazırlıklı olmaları için uyarmıştı.
Genç anne-baba bebeğin mezarı için bile hazırlık yapmışlardı; içleri sızlayarak. Bebekleri için hazırladıkları cicili bicili oda yerine; onun için hazırladıkları mezarıyla uğraşmak ne kadar da acıtmıştı canlarını. Minik oğulları ise kız kardeşini görmesine izin vermeleri için adeta yalvarıyordu. Ona şarkılar söylemek istiyordu minik ağabey. Hâlbuki o hafta içerisinde bebeğin ölüm haberi bekleniyordu.
Oğulları kardeşini hala göremiyordu; ama ısrarından hiç vazgeçmiyordu. Ona şarkı söyleyecekti küçük ağabeyi… Çocuklar yoğun bakıma alınmıyordu. En sonunda çocuğun belki de kardeşini bir daha hiç göremeyeceğini düşünen anne baba bir yolunu bulup kardeşini göstermeye karar verdi. Onu, büyük insanların giydiği türden bir kıyafet giydirip kucağına aldı ve yoğun bakım ünitesine girdiler. Başhemşire durumu fark edince kızdı anneye:
“Buraya çocuklar giremez! Yasak! Onu hemen buradan çıkarın!”
Ama genç anne kararlıydı. Oğlu kardeşine şarkı söylemeden kardeşini öbür dünyaya uğurlamayacaktı.
“Kız kardeşine şarkı söylemeden hiçbir yere gitmeyecek!” dedi keskin ve sert bir ses tonuyla. Oğlunu kardeşinin yanına götürdü. Minik ağabey ölüm-kalım mücadelesi veren kardeşine uzun uzun baktı. Sonra da şarkı söylemeye başladı. O içten, güzel sesiyle söyledi şarkısını:
“Benim gün ışığım, canım kardeşim; gökte bulutlar olsa da sen aydınlatırsın; mutlu edersin…”
Ağabey şarkısını söylerken inanılmaz bir mucize gerçekleşmişti. Bebeğin kalp atışları düzene girmeye başlamıştı. Anne durumu fark etti ve oğluna:
“Oğlum! Bir daha söyle şarkını, bir daha! Devam et…” dedi.
“Ben seni çok seviyorum, melek kardeşim; gün ışığımı söndürme güzel kardeşim…” Bebeğin kalp atışları daha da düzene girdi ve neredeyse normal seyrine ulaştı.
“Devam et oğlum, devam et…” dedi anne tekrar.
“Gece rüyalarımdasın biricik kardeşim; kollarımda kucağımdasın güzel kardeşim…” Mucizenin ta kendisiydi yaşanan. Bebeğin kalp atışları düzeldikçe her şeyi daha sağlıklı görünmeye başlamıştı.
“Devam et, oğlum!” diyordu anne. Çocuk devam ediyordu:
“Gün ışığım benim, melek kardeşim; alıp gitme ışığımı, tatlı kardeşim…” Başhemşire ise kızgın halini bırakıp gözyaşlarına hâkim olmaya çalışıyordu. O günden sonra her gün minik ağabeyi kardeşinin yanına aldılar ve o da şarkısını en güzel şekilde söylemeye devam etti. O söyledikçe kardeşi iyileşiyor… Kardeşi iyileştikçe minik ağabey daha da güzel söylüyordu. Sonunda minik kardeşi eve götürülebilecek kadar iyileşti! Bu mucize, dergilere konu olmuştu. Derginin birinde; “Bir ağabeyin şarkı mucizesi…” deniyordu olanlar için. Herkes bu mucizenin farkındaydı.
Anne-baba ise bu sevgi mucizesini kendilerine yaşattığı için yaratıcılarına minnet içindeydi. Minik Ağabeyin Şifalı Şarkısı.
Gönül Açan Öyküler isimli kitabı satın almak için tıklayınız.