Hemen Karar Verme… Kafa Açan Öyküler… Kısa öyküler… Çocuk edebiyatı… Yetişkinler için öyküler… En güzel öyküler… Hayata dair öyküler… Ders veren öyküler… Kısa hikayeler, çocuk hikayeleri, en güzel hikayeler… Sizler için Edebiyat Çocuk ekibi olarak Kafa Açan Öyküler kitabında en çok beğenilen hikayelerden olan Hemen Karar Verme hikayesini derledik.
Hemen Karar Verme | Kafa Açan Öyküler
Dahinin İlk Hatası isimli öykü için tıklayınız.
Köyün birinde dillere destan güzellikte bir atı olan yaşlı bir adam yaşarmış. Kendisi çok fakirmiş; ama atının güzelliğine herkes hayranmış. Kral bile atı almak için neredeyse hazinesinin yarısını yaşlı adama teklif etmiş; ama adam hiç oralı olmamış:
“Bu at, benim için at değil; dost, yoldaş. İnsan hiç dostunu satar mı?”
Günlerden bir gün yaşlı adam, sabah vakti dostunun yerinde yeller estiğini görmüş. Dünyası yıkılmış sanki yaşlı adamın atını göremeyince. Bütün köy yaşlı adanım başına toplanmış:
“Atı sana bırakmayacakları belliydi. Bari krala sataydın da zengin olaydın! Şimdi at da gitti, zenginlik de hayal oldu.” demişler. Yaşlı adam atını kaybetmenin acısını bastırmaya çalışarak:
“Karar vermek için acele etmeyin. Şu an sadece at kayıp. Ötesi sizin yorumunuz. Atım kaybolmuş olabilir; ama bunun kötü mü iyi mi olduğunu henüz bilmiyoruz. Bu olayın ardından ne geleceğini bekleyip göreceğiz.”
Köylüler talih kuşunu kaçıran ihtiyarın haline kahkahalarla gülmüşler. On beş gün sonra at bir gece aniden yaşlı adamın yanına dönmüş. Meğer bizim at dağlara gezintiye çıkmış. Dönerken de yalnız gelmemiş. Gittiği yerlerdeki bir düzine vahşi atı da peşine takıp getirmiş.
Köylüler, bir atı bile yokken bir sürü atı olan ihtiyar adamın etrafında dört dönmeye başlamışlar; türlü özürler etmişler:
“Sen haklı çıktın, ihtiyar! Atının kaybolması şanssızlık değil, daha büyük şans getirdi sana. Baksana! Bir sürü atın oldu.” demişler. Yaşlı adam bu sefer de:
“Karar vermek için yine acele ediyorsunuz. Sadece atım geri döndü. Sonrasının ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu da bir başlangıç… Kitabın ilk sayfasındayken sonunu nerden tahmin ediyorsunuz?”demiş. Bu sefer köylüler tamamen emin olmuşlar ihtiyarın bunamaya başladığına.
Üzerinden kısa bir süre geçmiş ve vahşi atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşüp ayağını kırmış. Fakir yaşlı adama tek yardım eden, geçimini sağlayan oğluymuş. Fakat o da uzun zaman ayağını kullanamayacakmış. Köylüler durur mu? Yine toplanmışlar ihtiyarın yanına:
“Bu sefer de haklı çıktın. Bu atlar yüzünden tek oğlun bacağından olacaktı nerdeyse. Sana bakacak başka biri de yok. Şimdi yiyecek ekmeğe muhtaç kalacak; daha da fakirleşeceksin.” demişler. Yaşlı adam:
“Siz, erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz. O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı; şimdilik gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Doğru olup olmadığını zaman gösterecek. Küçük olaylardan oluşur hayat; ama sonra gelecek olayın hayır mı şer mi olduğunu bilemeyiz.” demiş.
Bir zaman sonra yaşlı adamın ülkesi bir savaşa girmiş ve Kral, eli silah tutabilen tüm gençleri askere çağırmış. Köye gelen komutanlar tüm gençleri almışlar. Yalnızca biri hariç; o da ihtiyar adamın bacağı kırılan oğlu! Savaş çok çetin geçiyor ve kazanma umudu tükeniyormuş. Giden gençlerden ümidi kesmeye başlamış herkes. Ya öldükleri ya da esir düştükleri haberleri geliyormuş. Köylüler yine ihtiyara gelmişler:
“Sen yine haklı çıktın! Oğlunun bacağı kırık diye sana onca laf söyledik; ama bacağı kırık da olsa bu sebepten ona şans oldu ve oğlun yanında. Bizim evlatlarımızın ise döneceği şüphe!” demişler. Yaşlı adam yine bıkmadan, usanmadan:
“Bir türlü öğretemedim size! Yine erken karar veriyorsunuz. Oysa ne olacağını kim bilebilir ki! Şu an benim oğlum yanımda, sizinkiler de askerde. Hangisi şans, hangisi şanssızlık biz bilemeyiz, yine bekleyip göreceğiz.” demiş.
Belki de askere gidenler, ülkelerini kurtaracak. Belki de beklenmeyen bambaşka ve güzel şeyler gelecek; askere giden ve geri dönmeyeceği düşünülen gençlere. Belki yanında olması şans olarak düşünülen yaşlı adamın oğlu için askere gidememiş olması büyük şanssızlıklar getirecek. İhtiyarın da dediği gibi; bunları bilemeyiz. Hayatın küçük bir olayına göre tüm hayatı yorumlamak, aceleci bir davranış. İnsanı yanıltır. Hâlbuki her şey bir başlangıçtır. Biten yolun başlangıcı…
Kafa Açan Öyküler isimli kitabı satın almak için tıklayınız.