Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı… Dirse Han kimdir? Dede Korkut Hikayelerinin en beğenilen öykülerinden birini sizin için derledik.
Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı 3
Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı’nın ikinci bölümünü okumak için tıklayınız.
Bu kırk yiğit, Dirse Han’a varıp oğlunu şikâyet ettiler, şöyle dediler:
“Vay Dirse Han, ne yazık ki senin bu oğlun çok hayırsız çıktı. Yanına kırk yiğidini aldı, namlı Oğuz beylerinin üstüne yürüdü, gördüğü güzellerin namusunu berbat etti, nice aksakallıların ağzına küfürler etmekten haya duymadı.”
Bunu Bayındır Han işitti.
“Bre bu ne hayırsız oğlandır,” diye kükredi. “Derhal bulun, öldüreyim!” dedi.
Başka bir yiğit topluluğu daha gelip oğlunu öldürmesi için Dirse Han’a oğlunu ava götürmesini, bir ok atarak öldürmesini söylediler. “Yoksa daha da öldürme fırsatını bulamazsın, bizden demesi, haberin olsun,” dediler.
Serin serin tan yelleri estiğinde,
Sakallı bozca çayır kuşu öttüğünde,
Yüğrük atlar sahibini görüp kişnediğinde,
Sakalı uzun müezzin ezan okuduğunda,
Aklı karalı seçilen çağda,
Kudretli Oğuz’un gelininin, kızının süslendiği çağda,
Göğsü güzel koca dağlara gün vurunca,
Bey yiğitlerle cilasunların birbirine koyulduğu çağda…
Gün doğumu vaktinde Dirse Han, oğlunu yanına alıp kırk yiğidiyle birlikte ava çıktı.
Av avladılar, kuş kuşladılar. O kırk hain kişi, hainlik ettikleri Boğaç’ın yanına varıp:
“Baban Dirse Han, ala geyikleri takip etsin, yakalayıp benim önüme getirsin, ayrıca oğlumun at koşturuşunu, kılıç vuruşunu, ok atışını görüp kıvanayım, göneneyim, dedi,” dediler.
Boğaç nereden bilsin, kendisine ve babasına tuzak kurulduğunu; kendisini, babasına ispatlamak için geyik kovaladı, ok attı, at koşturdu. O koç yiğit böyle yaparken, o alçaklar, babasına gelip, oğlunun az sonra kendisine ok atıp öldüreceğini, o öldürmeden, kendisinin oğlunu öldürmesini söylediler.
Boğaç, geyiği kovalarken, iki de bir babasının önünden gelip geçmekteydi. Derken, Dirse Han, okunu nişanlayıp attı. Boğaç, iki kürek kemiğinin arasından yediği okla atının üstüne yıkıldı, al kanlar oluk oluk toprağa aktı. Babası buna dayanamadı, ama alçaklar atının dizginini çekip yurduna geldiler.
Dirse Han’ın hatunu, oğulcuğunun ilk avıdır diye attan aygır, deveden buğra, koçtan koyun kestirdi, ulu Oğuz kişilerine ziyafet vermek istedi. Kırk güzel, selvi endamlı kızı da yanına alıp meydana geldi. Sağına baktı, soluna baktı, canı kanı oğulcuğunu göremedi.
Yufka yüreğine hüzün çöktü, kapkara saçını başını yoldu. Dirse Han’ı karşısına aldı, bakalım neler söyledi:
“Beri gel başımın bahtı evimin tahtı,
Han babamın güveyisi,
Kadın anamın gözbebeği,
Atamın anamın verdiği,
Göz açıp gördüğüm, Gönül verip sevdiğim!
Ey Dirse Han!
Kalktın oğlunla birlikte doğruldun,
Yelesi kara soylu atına bindin,
Göğsü yahşi koca dağa ava çıktın.
İki vardın bir geliyorsun, yavrum hani?
Karanlık gecede bulduğum oğul hani?
Çıksın benim görür gözüm a Dirse Han, yaman seğiriyor,
Kesilsin oğlumun emdiği süt damarım yaman sızlıyor,
Sarı yılan sokmadan akça tenim kalkıp şişiyor,
Kuru kuru çaylara su saldım,
Kara elbiseli dervişlere adaklar verdim,
Aç bulsam doyurdum, çıplak bulsam donattım,
Tepe gibi et yığdım, göl gibi kımız sağdırdım,
Dilek diledim Tanrı’ya, bir oğul zor buldum,
Yalnız oğul haberini a Dirse Han, söyle bana.
Taşkın akan deli sudan bir oğul akıttınsa söyle bana.
Aslan ile kaplana bir oğul yedirdinse söyle bana.
Han babamın katına ben varayım,
Ağır hazine bol asker alayım,
Azgın dinli kâfire ben varayım.
Paralanıp soylu atımdan inmeyince,
Yenim ile alca kanımı silmeyince,
Kol but olup yer yüzüne düşmeyince,
Yalnız oğul haberini a Dirse Han, söyle bana.
Kara başım kurban olsun bugün sana.”
Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı’nın dördüncü bölümünü okumak için tıklayınız.