Anonim halk edebiyatı, en çok merak edilen konulardan birisidir. Peki Anonim Türk halk edebiyatı nedir? Özellikleri ve ürünleri nelerdir? Anonim halk edebiyatı hakkında birçok bilgiyi sizler için derledik.
Bu yazıda ne okuyacaksınız?
Anonim halk edebiyatı nedir?
Anonim halk edebiyatı, ilk söyleyen kişinin kim olduğu belli olmayan, kuşaktan kuşağa halk arasında aktarılan ve artık halkın ortak bir ürünü sayılan edebi eserlerdir. Genellikle sözlü olan bu eserler, farklı kültür ve toplumlarda olmasına rağmen dilden dile yayılmışlardır. Bölgeden bölgeye, coğrafyadan coğrafyaya çeşitlilik göstermekle birlikte, vermek istenilen mesajlar açısından aynı özelliklere sahiplerdir. Sözlü ve yazılı edebi metinler olarak da karşılaşılan örnekleri mevcuttur.
Anonim halk edebiyatı, söyleyeni belli olmayan halkın ortak edebi ürünleridir.
Halk edebiyatı içerisinde geniş bir yer tutan bu türler, genellikle toplumsal yaşantı, insani ilişkiler, mesleki birikim ve tecrübeler ile yeni nesillere öğütlerden oluşmaktadır. Burada karşılaşılan temel durum, bir çeşit tecrübe aktarımıdır. Genel olarak sade bir üslupla, anlaşılır bir dille ve dönemsel dil değişimlerine uygun olarak kuşaktan kuşağa geçmiştir. Dede Korkut Kitabı olarak bilinen Dede Korkut Hikayeleri günümüze kadar aktarılan anonim edebiyata verilebilecek en güzel örneklerden birisidir.
Anonim Türk halk edebiyatının türleri nelerdir?
Türk edebiyatında, anonim birçok çeşit bulunmaktadır. Tarihsel anlamda köklü bir geçmişe sahip olan Türk kültürü, beraberinde de günümüze kadar birçok anonim eseri taşımıştır. Belli başlı anonim halk edebiyatının türleri şunlardır:
- Şiirler
- Hikayeler
- Efsaneler
- Masallar
- Atasözleri
- Özdeyişler
- Deyimler
- Bilmeceler
- Fıkralar
- Ninniler
- Orta oyunları
- Ağıtlar
- Türküler
- Maniler
Anonim halk edebiyatı özellikleri
- Genellikle sözlü bir anlatım vardır.
- Yıllarca kuşaktan kuşağa aktarılmış eserlerdir.
- Halkın ortak bir ürünü olarak kabul edilir.
- Sade bir dil kullanılmıştır.
- Sahiplerine ait çeşitli rivayetler bulunsa da ilk söylenin kim olduğu belirsizdir.
- Dil kalıpları zaman içerisinde değişmiştir.
- Öğretici birçok yönleri bulunmaktadır.
- Genellikle toplumsal konular ön plandadır.
- Şiir olanlar hece ölçüsüyle, yarım ve cinaslı uyaklarla dörtlükler halinde söylenmiştir.
- Kahramanlık hikayeleri, aşk hikayeleri gibi çeşitli konuları da barındırmaktadır.
- Bazıları doğaüstü olayları konu alır.
Anonim Türk halk edebiyatı örnekleri
Atasözleri
Damlaya damlaya göl olur.
Denize düşen yılana sarılır.
Dikensiz gül olmaz.
Ayağını yorganına göre uzat.
Acı patlıcan kırağı çalmaz.
Evdeki hesap çarşıya uymaz.
Keskin sirke küpüne zarardır.
Üzüm üzüme baka baka kararır.
Deyimler
Ağzında bakla ıslanmamak
Can kulağı ile dinlemek
Damarına Basmak
İçi içine sığmamak
Oturduğu dalı kesmek
Saman alevi gibi parlamak
Ulu orta konuşmak
Zıvanadan çıkmak
Maniler
Su içtim kana kana,
Sular akar yana yana,
Yüzün bir gün görmedim,
Bilmem gidem ne yana.
Dağdan kestim kereste
Kuş besledim kafeste
Yârin hasta dediler
Yetiştim son nefeste
Kara kara kazanlar
Kara yazı yazanlar
Cennet yüzü görmesin
Aramızı açanlar
Bahar gelir yaz gelir
Çarşıya kiraz gelir
Senin kısmetin esmer
Uzak bir yoldan gelir
Ninni
Uyusun da büyüsün ninni
Tıpış tıpış yürüsün ninni
E… E…
Uyu yavrum ninni
Dandini dandini danalı bebek
Elleri kolları kınalı bebek
E… E…
Uyu yavrum ninni
Fış fış kayıkçı
Kayıkçının küreği
Tıp tıp atar yüreği
Akşama fincan böreği
Yavrum yesin büyüsün
Tıpış tıpış yürüsün
Fıkra
Hoca Nasrettin komşusundan bir gün kazan ödünç ister. İade ederken de hem teşekkür eder hem de içine küçük bir kazan koyar. Komşusu merakla bu küçük kazanı sorar.
Nasrettin Hoca:
-Komşu, bizdeyken kazanın doğurdu, der.
Komşusu bu işe çok sevinir. Aradan epey zaman geçer, Hoca yine komşusundan kazanı ödünç ister. Komşusu da sevinerek verir. Ama bu kez aradan günler, haftalar geçer, Hoca’dan ses çıkmaz.
Nihayet bir gün komşusu konuyu açmaya karar verir:
-Hoca, bizim kazan ne oldu? diye sorar.
Hoca da üzgün bir ifadeyle:
-Komşu çok zaman geçti aradan, senin kazan öldü. Sana nasıl söyleyeceğimi düşünüp duruyordum, der.
Sinirlenen komşusu:
-Hocam ne diyorsunuz? Hiç kazan ölür mü? Kazan canlı mı ki ölsün?
Nasrettin Hoca:
-Doğurduğuna inanıyorsun da ölünce neden inanmıyorsun!