Edebiyat tanımları, edebiyatın farklı tanımları, yazarların edebiyat tanımları… Edebiyat konusunda araştırmalar yapan ve çeşitli okumalara başlayacak kişilerin en merak konuların başında da edebiyat tanımları gelmektedir. Sizler için edebiyat tanımlarını derledik.
Bu yazıda ne okuyacaksınız?
Edebiyat tanımları
İnsanlık tarihi kadar eski olan sanatlardan birisi edebiyattır. Birbirinden farklı zaman dilimlerinde ve birbirinden farklı coğrafyalarda edebiyatın çeşitli formları ortaya çıkmıştır. Bu formla birbirlerinden etkilenerek büyüyüp genişleyebildiği gibi, birbirinden tamamen bağımsız bir şekilde de etkilerini gösterebilmektedirler.
Edebiyatın bu denli geniş bir alt yapıya sahip olması aynı zamanda çok çeşitli edebi metinler benzeri ürünlerin de ortaya çıkmasını sağlamıştır. Hemen hemen her ülkenin zaman içerisinde kendisine has bir edebi birikimi meydana gelirken, sadece ülkelerin değil çeşitli toplumsal yapıların ve dinamiklerin de kendi edebiyat ürünleri çıkmıştır.
Tüm bunlar gerçekleşirken ortaya ise bambaşka bir sorun çıkmıştır. Bu sorun ise edebiyat nedir sorusunun yanıtını olarak edebiyat tanımlamalarıdır. Nitekim, edebiyatın aynı zamanda bir bilim olarak varlığını göstermesi, edebiyat tanımları konusunda da farklılığın ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Edebiyat nedir?
Edebiyat, çeşitli olayların, düşüncelerin veya duyguların, belirli bir dil ile sanatsal olarak anlatılmasıdır. Roman, öykü, şiir, deneme gibi birçok farklı türde edebiyat dallarıyla, kişi veya kişilerden başka kişi veya kişilere aktarılan mesajların sanatsal ve belirli formlar içerisinde yazılı veya sözlü bir dil ürünlerinin ortaya çıkarılmasıdır.
Türk Dil Kurumu (TDK), edebiyat nedir sorusunu, “Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı” olarak tanımlamıştır. Eş anlamlı kelimesi olarak genellikle “yazın” kavramı olarak kullanılmaktadır.
Edebiyat nedir sorusuna yanıt olarak birçok farklı yanıtlar verilmiştir. Özellikle dünya çapında birçok edebiyatçı için edebiyatın tanımına yönelik farklı tartışmalar olmuştur. Günümüzde halen edebiyatın ne olduğuna dair fikir tartışmaları da devam etmektedir. Bu açıdan baktığımızda, genel anlamda kabul gören tanımlar dışında birçok edebiyat tanımının da var olduğu rahatlıkla söylenebilir. Örnek olması açısından; Platon, edebiyatı hayatın bir yansıması olarak tanımlamıştır.
Bu tanımlamadan hareketle, dünyada birçok yazar ve sanatçı da edebiyatı toplumun bir aynası olarak görmüş ve ayna üzerinden benzetmelerle edebiyatı tanımlamışlardır. Bir insanın, üzerine aynalar bulunan bir kıyafet giyerek sokaklarda dolaşmasını düşünün. Ona bakan insanlar aslında kendisini görecektir. Kendi doğrularını, kendi yanlışlarını, kendi renklerini, kendi tarihini, kendi biçimini. Bu nedenden dolayı ayna benzetmesi edebiyat tanımlamalarında en çok kullanılan benzetmelerdendir.
Edebiyat tanımlamaları nelerdir?
Edebiyat kelimesi Türkçe’ye Arapça’dan geçmiş bir kelimedir. Arapça dilinde “edep” anlamına gelen sözcük, edebiyat kavramını ortaya çıkarmıştır. Edep sözcüğünden kastedilen ise genel anlamda görgü, terbiye, toplumsal kurallara uyma ve ahlak gibi tanımlamalara sahiptir. Bu açıdan baktığımızda edebiyat sözcüğü, sosyal bir kavram olarak karşımıza çıkmıştır. Merkezinde insan bulunmakta ve insanlara daha iyi insanlar olmaları için bir çeşit yol göstermektedir.
Osmanlı döneminde edebiyat kelimesi yerine ilm-i edep kavramı kullanılmıştır. Bunların yanı sıra şiir ve inşa kavramları da edebiyat kavramı ile eşdeğer olarak karşımıza çıkmaktadır. Tanzimat dönemi itibariyle edebiyat kavramı kullanılmaya başlamıştır. Daha çok literatür kavramı ile bilinen edebiyat kavramına Şinasi ve Namık Kemal yazıları ve açıklamalarında yer vermiştir. Günümüzde kavram olarak en yaygın kullanılan ve kullanılmaya devam edeceği öngörülen ise edebiyattır.
Yazarların edebiyat tanımları
Edebiyat, toplum değerlerini oluşturan, yöneten ve insanlara doğruları öğreten bir bilim dalıdır. Bu nedenden dolayı birçok ünlü düşünür ve yazar edebiyata büyük önem vermektedir. Örnek olarak bazı kişilerin edebiyat hakkındaki düşünceleri şu şekildedir:
- Edebiyat insanın tutkusu, anlatılamayanı anlatmak, sözcüklere daha önce verilmemiş anlamlar yükleyerek konuşmaktır. Aldous Huxley
- Şüphesiz ki bütün edebiyatlar, nesillerin ifadesidir. Ahmet Hamdi Tanpınar
- İnsan topluluklarının gelişmesi, her şeyden önce dil ve edebiyatlarının ilerlemesine bağlıdır. Namık Kemal
- Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa, o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir. Friedrich Nietzsche
- Yaşamı güzelleştiren, insanı hayata bağlayan, öz duygularla zenginleştiren edebiyattır. Suut Kemal Yetkin
Edebiyat nedir? Türleri, özellikleri ve Örnekleri Nelerdir yazımızı okumak için tıklayınız!