Ayının Dostluğu masalı, La Fontaine Masalları içinde en çok beğenilen masallardan birisidir. İşte Ayının Dostluğu Masalı:
Bu yazıda ne okuyacaksınız?
Ayının Dostluğu Masalı
Büyük bir ormanda yalnız başına yaşayan bir ayı varmış. İninde kendi başına yaşayan bu ayı, can sıkıntısından aklını kaçırmak üzereymiş.
Ormanın yakınındaki kulübede ise bir ihtiyar adam oturuyormuş. Çiçekleri, meyve ağaçlarını çok seven ihtiyar adamın çok güzel bir bahçesi varmış.
Bahçesini bir arkadaş yerine koyan ihtiyar, günün birinde “Bu bahçe konuşmuyor. Konuşuyorsa da kendi diliyle konuşuyor. Bu da beni sıkıyor,” deyip kendine bir arkadaş bulmak için yollara düşmüş.
Olacak bu ya, yanına hiçbir hayvan uğramayan ayı da bir arkadaş aramak için ininden çıkıp ormandan ayrılmış.
Yalnızlıktan sıkılarak arkadaş aramaya çıkan ihtiyar adam ile ayı, yolda karşılaşmışlar. Karşısında birdenbire bir ayı gören ihtiyar adam, korkusundan olduğu yerde donup kalmış. Ama ayıdan korktuğunu hiç belli etmemiş. Ayı ise belki arkadaş olur diye ihtiyar adamı ormana çağırmış.
İhtiyar adam “İsterseniz benim kulübeme gidelim. Sana ikram etmek için sütüm ve taze meyvelerim var,” diyerek ayıyı kulübesine davet etmiş. Ayı, ihtiyar adamın davetini kabul etmiş ve birlikte kulübeye gitmişler.
O günden sonra ayı ile ihtiyar adamın arasında sıcak bir dostluk başlamış. İhtiyar bahçesiyle uğraşırken ayı ormanda avlanırmış. Artık her ikisinin de canı sıkılmıyormuş.
Günlerden bir gün, ihtiyar adam, bahçedeki bir ağacın altında uykuya dalmış. Bu sırada bir sinek gelmiş, ihtiyarın burnuna konmuş.
Bunu gören ayı, arkadaşının rahatsız edilmesine razı olmamış. Hemen yerden büyükçe bir taş almış ve sineğin üzerine fırlatmış.
Ayı, gerçekten iyi nişancıymış. Sineği vurmuş ama olan bizim ihtiyara olmuş. Anlayacağınız ayı, bir taş ile ikisini de haklamış.
Dostunu korumak için akılsızca bir iş yapan ayı; akılsız dostun, akıllı düşmandan daha tehlikeli olduğunu göstermiş.
La Fontaine Masalları
La Fontaine Masalları hem Türkiye’de hem de dünyada sevilerek okunan masalların başında gelmektedir. Daha önce derlediğimiz en çok tavsiye edilen masal kitapları listemizde de yer alan La Fontaine Masalları, okurlara fabl türünün bir örneğini sunmaktadır.
Dünyaca ünlü masalcı Jean de La Fontaine, 1621 senesinde Fransa’da doğmuştur. Özellikle fabl türü olarak adlandırılan anlatı türünde kaleme aldığı masallarla bilinen Jean de La Fontaine, tüm dünyaya ismini fabl türünde yazdığı özgün anlatılarla duyurmuştur.
Zengin bir ailenin çocuğu olan La Fontaine, Fransa’nın meşhur Paris şehrinde kolej okumuş ve ardından hukuk eğitimi almıştı. Ailesi onun din adamı olmasını istemiş ve bu yönlendirmiş fakat kendisi bunu reddederek bir süre çeşitli memurluklar yaptıktan sonra genellikle kendine has bir yaşam tarzını benimsemiştir.
Aradan geçen süre zarfında Madam de la Sablière isimli kişinin yanında uzun yıllar kalmış, onun aracılığıyla birçok bilim insanı, felsefeciler ve yazarlarla tanışmıştır. Ardından ilk masallarını o kişilerden edindiği ilham ve bilgelerle kaleme almaya başlamıştır. Ünlü yazar, masallarındaki konularda ise ağırlıklı olarak doğu kökenli kitaplardan etkilenmiştir. Masallarını genellikle sade, anlaşılır, temiz bir üslüpla kaleme almış ve herkesin anlayabilmesini hedeflemiştir.
Masallarda birbirinden farklı birçok hayvan karakter olarak kullanılmaktadır. En çok görülen hayvanlar ise aslan, kurt, tilki, eşek ve horoz gibi hayvanlardır. Doğal yaşamı masallarında merkeze koyan yazar, insan unsurlarını ise genellikle köylüler üzerinden resmetmiştir. Asli amaç olarak masallarında kötüyü göstererek iyi öğütleme ve tembihlemeyi ön planda tutmuştur.
La Fontaine masallarında ait başlıca özellikler şu şekildedir:
- Her çağa ait olarak kabul edilmektedir.
- Fabl türünün en nitelikli örneklerindendir.
- Önemli birçok konu basit ve yalın şekilde dile getirilmiştir.
- Birçok eserde kötülükler gösterilerek iyiliklerin önemi vurgulanmıştır.