Odun yarıcısıyla hınk deyicisi… Nasrettin Hoca fıkraları… En güzel Nasreddin Hoca fıkraları… Nasrettin Hoca’nın hayatı… Ders veren fıkralar… Edebiyat Çocuk, Odun Yaranla Hınk Deyicisi fıkrasını sizin için derledi…
Bu yazıda ne okuyacaksınız?
Nasrettin Hoca kimdir?
Hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmayan Nasreddin Hoca, 1208 – 1484 yılları arasında, Anadolu Selçukluları döneminde yaşamış efsanevi kişidir.
Nasreddin Hoca’nın gerçekte yaşayıp yaşamadığına dair tartışmalar vardır. Bunun yanında gerçekten yaşamış olduğuna dair bazı belgeler de bulunmaktadır. Bu belgelerden edinilen bilgilere göre Hortu köyünde doğmuştur.
Nasreddin Hoca burada temel eğitimini almış, Sivrihisar’da medresede eğitim görmüştür. Babasının ölümünden sonra memleketinde köy imamlığı görevini üstlenmiştir. Nasreddin Hoca, bir süre sonra Akşehir’e göç etmiştir. Aynı zamanda Akşehir çevresindeki yörelerde de kısa süreli bulunduğu düşünülmektedir.
Nasreddin Hoca Akşehir’de ölmüştür. Günümüzdeki Nasreddin Hoca Türbesi’ne gömülmüştür. Nasreddin Hoca’nın adına anlatılar hikâyeler ölümüyle aynı yüzyıl içerisinde ortaya çıkmıştır. İlerleyen zamanlarda onun adına anlatılan hikâye sayısı binin üzerine çıkmıştır.
Nasreddin Hoca hikâyeleri insanları düşündürmeye yönelik eğlendirici, öğütleyici hikâyelerdir. Sözlerinden bazıları ise atasözü olarak günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Türk milletinin ince zekasını, espri gücünü en iyi şekilde yansıtan kişi olarak Türk Kültür Tarihi’nde layık olduğu seçkin yerini almıştır. Ayrıca 1996 yılı UNESCO tarafından tüm dünyada Nasreddin Hoca Yılı olarak kutlanmış olup günümüzde Nasreddin Hoca adına şenlikler, yarışmalar ve bilimsel toplantılar düzenlenmektedir.
Çeşitli fıkralarında Timurlenk ile aynı dönemde yaşamış gibi görünür ama bu mümkün değildir. Timurlenk ile çeşitli hikayeleri olan kişi aslında şair Ahmedi’dir. Hikayeler daha sonradan değiştirilmiştir.
Odun Yaranla Hınk Deyicisi
Kadılık yaptığı günlerde Hoca’ya müracaat eden birisi bir adamdan davacı olduğunu söyler. Nasreddin Hoca “Hakkın nedir? Bu adamdan ne istersin?” diye sorar.
Davacı anlatır. “Bu adam birisine otuz çeki odun yardı. O, her baltayı vurdukça ben de karşısına geçtim, hınk, hınk diye ona kuvvet verdim. Kendisi bütün paraları aldı, benim hakkımı vermedi.”
Hoca, iddiayı dinledikten sonra davacıya “Evet, hakkın var. Sen karşısında dur, hınk diyerek bu kadar yorul, sonra bütün parayı o alsın, bu olur mu?” der.
Davalı “Aman Kadı hazretleri, ne yapıyorsun? Odunu yaran benim. Onun karşımda seyretmekten başka yaptığı ne var?” diye haykırır.
Hoca “Sus, senin aklın ermez!” der. “Çabuk bana bir tahta getirin.”
Tahtayı getirirler. Hoca odun yarıcıdan paraların tamamını alır. Yüksekten birer birer tahtanın üzerine bırakır. Neticede odun yarana “Al şu paraları!” der. Hınk diyene de “Haydi, sen de paraların sesini al!” diyerek davayı kökünden halleder.
Hoca’nın Rüzgar Satması fıkrası için tıklayınız.
Nasrettin Hoca fıkralarını satın al.