Sakar Şakir serisi, Futbol Profesörü serisi ve Futbol Dehası serisi gibi birçok çocuk kitabını kaleme alan yazar Sin Eren ile Edebiyat Çocuk ekibi olarak sizlere özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Keyifli okumalar dileriz.
Bu yazıda ne okuyacaksınız?
Kısaca Sin Eren kimdir?
Siren Eren kimdir? Kısaca bize kendinizi tanıtır mısınız?
1989 Yılında Sivas’ın en yeşil ilçesi Koyulhisar’da doğdum. Bu yüzden ormanı, ağacı, eriği, dört yapraklı yoncayı, elmayı ve zerdaliyi; yeşil olan her şeyi çok severim. Ancak yaz tatilleri dışında Sivas’ta uzun süre kaldığım söylenemez. Babamın memuriyeti sebebiyle şehirden şehre gezilerimiz başladı. İlkokulu İstanbul’da, ortaokulu Erzincan’da, liseyi Çorum’da, üniversiteyi ise Ankara’da okudum. Üniversite bittiğinde geri döndüğüm şehirse Amasya’ydı. Bana sorarsanız hayal dünyamı geliştiren şey de bu oldu. Hayal bile edilemeyecek kadar çok insanla tanışmak.
Hayatımdaki en kıymetli tanışmaysa eşim Emrah Eren’le tanışmam oldu. Sanki kanatlarım olduğunu hep biliyordum ancak nerede olduklarına dair hiçbir fikrim yoktu. O bana kanatlarımın yerini gösterdi. Sonra da “hadi uç” dedi. Böylelikle yazdıklarımı yayınevleri ve editörlerle paylaşmaya başladım.
1-) Sizi yazmaya özendiren/yönlendiren şey nedir?
Çocuk olmanın en güzel yanı hayallerini paylaşıp gülüşebileceğiniz arkadaşlar bulmaktır. Benim için bu iş biraz ters gitmiş olabilir. İlkokul dönemiyle başlayan okul değişimleri tam da “hayallerimi paylaşabileceğim arkadaşlar buldum” derken gelen memur tayinleri; beni, sürekli yanımda taşıyabileceğim iki arkadaşla tanıştırdı: kağıt ve kalem. Üstelik onlarla kurduğum sihirli dünyayı geride bırakmak zorunda değildim. Yanımda götürebilir, dilediğim zaman oyuna katabilirdim.
Ben çok şanslı bir çocuktum. Çünkü yanımda hayallerime ortak olan, çocukça şeyler söylediğimde gülmek yerine hayallerimi destekleyen süper kahramanlar vardı. Üstelik ailem yazdığım her şeyi çok beğeniyor devamını merak ediyordu.
2-) Neden çocuk edebiyatı? Yetişkinler için değil de, çocuklar için kitap yazmayı tercih etmenizin sebepleri nelerdir?
Yetişkinler için yazdığım romanlarım da var aslında. Herdem Yayınlarından çıkan romanım “İFŞA” gençleri derinden etkileyen efsane bir kitaptır. Ama o kitapta bile benim temel aldığım konu çocukluktan gelen duygusal birikimlerin gençliğe nasıl yansıdığıydı.
Bana göre hayatı daha eğlenceli hale getirecek “mutlu olma formüllerini” öğrenmek çocukluk dönemine has bir durum. Bu yüzden her çocuğun hayat hazinesine bir şeyler katmak için çocuk kitapları yazıyorum.
3-) Kitap yazarken olay örgüsünü önceden mi planlarsınız yoksa yazarken mi gelişir?
Bu sonunun cevabının bu alandaki deneyimle doğru orantılı olarak değişti aşikar. Kitap yazmaya başladığım ilk dönemlerde plansız olmak benim için kendi rengimi oluşturmak anlamına geliyordu. Ama şimdiki zamanda, şu an durduğum yerden bakınca her şey daha farklı. Olay örgüsünü bir iskelet gibi işledikten sonra ete kemiğe bürümek hem çok eğlenceli hem de benim gibi sabırsız yazarlar için işleri kolaylaştırıyor.
4-) Sin Eren olarak “Geceleri yazarım”, “Çay/kahve olmadan yazamam” gibi birtakım yazma ritüelleriniz var mı? Daha çok hangi ortamda yazmayı tercih ediyorsunuz?
Her durumda ve her koşulda yazabilirim. Tabii “ilham” denen obur kuşum omuzlarıma kondukça! Eskiden uzun otobüs yolculukları sırasında yazmayı da severdim. Ama artık titrek otobüsler hayal kurmama pek izin vermiyor. Neyse ki böyle durumlar için en azından akıllı telefonlarımız yanımızda. Gelen ilhamdan aklımda kalanları telefonumun not bölümüne kaydedip ilk müsait yerde en süslü kıyafetlerini giydirmek de işimi görüyor. Mesela “Alaaddin’in Sihirli Mağarası” isimli kitabım Manavgat’tan İstanbul’a uzanan yıldızlı bir yolda aklıma geldi. Karakterleri unutmadan önce bir köşeye not edebilmeyi başardım. Kitabın kalanıysa Pendik Marina’da sevimli bir kafede tamamlandı.
5-) Yazar Sin Eren olarak en sevdiğiniz ve beğendiğiniz çocuk kitapları hangileridir? Bu kitapları sevmenizin nedeni nedir?
Şunu gönül rahatlığı ile itiraf edebilirim ki benim kitaplar konusunda sevdiklerimi ve sevmediklerimi belirleyen en önemli kriter kişilerin yazı dilinden çok karakterleridir. İnsan olarak karakterini sevdiğim yazarların kitaplarını okurken samimiyetle yazılmış kelimelerin tadına varabiliyorum. Ancak yazarın birazcık burnu büyükse (ego) tadı tuzu yerinde bir kitap bile yazmış olsa bana yavan geliyor.
6-) Beğendiğiniz çocuk edebiyatı yazarları kimlerdir?
Filiz Özdem, Alkım Özalp, Aytül Akal, Koray Avcı Çakman, Birsen Ekim Özen, Gürkan Genç ve Mine Pöge, Lizz Kesler, Stephan Pastıs, James Patterson ve Chris Grabenstein, Julıa Rawlınson’u çok severim. Özellikle içlerinden bazılarına yaratıcılık yönümün benzediğinin söylenmesi çok hoşuma gidiyor.
7-) En son hangi çocuk kitabını okudunuz?
En son Muzaffer İzgü’nün Ökkeş Serisini okudum. Bu aralar aklımda Ökkeş gibi yöresel şivesi kuvvetli ve çok komik bir kitap serisi var. “En iyiler bu konuyu nasıl işlemiş?” diye bir göz atmak hep işime yaramıştır.
8-)En son hangi kitabı yazdınız?
Covid-19 dönemi diğer insanların aksine benim yaratıcı yönümü destekleyen, uzun zamandır içimde sakladığım kahramanlarımı güneşe çıkarmamı sağlayan bir dönem oldu. Bu dönemde 7 seriden oluşan “Yiğit- Kahramanlık Ruhumda Var”ı tamamladım. Çılgın tarih öğretmenlerinin yaptığı bir tuhaflık yüzünden Osmanlı Devleti Tarihine kadar gidip geri gelen 5 çocuk ve 2 sevimli hayvanın macera dolu gezilerini içeriyor. Üstelik o döneme kadar gitmişken padişahlara “savaşmadan yenişmenin” eğlenceli yollarını öğretiyorlar.
Özellikle sosyal bilgiler dersine karşı pek heyecan duymayan çocukları Osman Gazi ile, Orhan Gazi ile ve Fatih’in çocukluğu ile konuşturarak bağları güçlendirmek temel amacımdı. Hedefi tam on ikiden vurduğuma inanıyorum.
9-) Yazdığınız çocuk kitaplarından en çok hangisini sevdiniz?
Yazdığım her kitap benim için çok özel. Hele ki konu çocuk kitapları olunca daha çok seviyorum. Sakar Şakir serisi çocukların en sevdiği serilerimdendi. “Armut Piş Ağzıma Düş, Kelebekler Vadisinde Üç Gece, Rüzgar Eken Fırtına Biçer, Yalancının Mumu Yanmaz ve Sona Kalan Dona Kalır” çocukları hem güldürdü hem de düşündürdü. Futbol Profesörü kitap serimse; çocukları spor yapmaya yönlendirdi. Üstelik güçlü arkadaşlık bağları çocuklara örnek teşkil etti. Bu yüzden hiçbirini birbirinden ayıramam. Şakir, Şule ve Şadi neyse Kocakafa Cansev ile Kibar Tansev’de benim için odur.
10-) Yeni Yayıneviniz hayırlı olsun. Çocukları bekleyen yeni kitaplarınız nelerdir?
Öncelikle çok teşekkür ederim. Artık Türkiye’nin en güçlü yayınevlerinden biri olan Ephesus Yayınları ailesinin bir üyesiyim. Ocak 2020 itibariyle birlikte çalışmaya başladık. Bu başlangıç çocuklar için doğum günü sürprizi gibi olacak.
* 3 kitaplık Futbol Dehası Serisi raflardaki yerini aldı bile. Yaz Yurdu Futbol Takımı, Gol Makinesi ve Altın Ayak Kupası’na bayılacaklar.
*Mustafa Mıstık Serisiyse tam tamına 7 kitap! Kaza Geliyorum Demez, İki Cambaz Bir İpte Oynamaz, Birlikten Kuvvet Doğar, Çalışan Kazanır, Geç Olsun Güç Olmasın, Kendi Düşen Ağlamaz, Son Gülen İyi Güler” ile hem eğlenecek hem de binlerce yeni şey öğrenecekler.
*Cevher – Fenomen Oldum Abisi, internet fenomeni olmak isterken matematik fenomeni olan Kahraman ABC Takımının maceralarıyla dolu.
*Derya Kuzuları Bunlar, Derya öğretmenini arayan öğrencilerin sihirli kapıları açmak için bulduğu çılgın yöntemlere çok şaşıracaklar.
*Dino DNA – Dinozor kemikleri bulan bir çocuğun yaşlı dedesi ile dinozorları dünyaya geri getirme macerası aslında. Ancak biraz fen çokça yaratıcılıkla örülü bir kitap.
*Tek Tek Tembel Tekin, Tembellik yapmaya bayılan çocukların zevkle okuyacağı bir kitap oldu. Ancak tembellerin de yapması gereken bazı önemli sorumluluklar var elbette.
*Tonguç’un Tohum Bankası, Tohum Otizm Vakfı’nın da desteklediği, en zevkle yazdığım kitaplarımdan biri oldu. Ata tohumlarını saklama görevini çocuklara hatırlatmak ve insanın da aslında diğer insanlara yardım edebilecek tohumlar gizlediğini kulağına fısıldamak için yazdığım macera dolu bir kitap oldu.
Yakın gelecekte olacak sürprizlerin bazıları bunlar. Çok daha fazlasıysa yolda.
Bu muhteşem kitapları çocuklarla buluşturmama vesile olan Sayın Mustafa Güneş’e, Emre Özcan’a ayrıca çok teşekkür etmek isterim. Ve tabii kitaplarımın güzel çizeri Nurşadiye’ye.
11-) Edebiyatla ilgili olarak, gelecekle ilgili planlarınız nelerdir?
Yalnızca bu iş için yaratıldığına inananların inanabileceği kör bir tutku ile edebiyatı merkezime almış durumdayım. Bu sebeple yaratıcılığımı edebiyatın her dalına dağıttım. Çocuk kitaplarının yanı sıra Türkiye ve Azerbaycan’da çeşitli reklam şirketleri için reklam yazıyorum. Büyük şehirlerin küçük kentleri için “kent müzeleri” hazırlıyorum. Kentin tarihini şiirselleştiriyor, metne döküyorum. Sonra da herkesin görebileceği muhteşem binalara giydiriyorum.
Türkiye’nin dört bir yanındaki yazar olmak isteyen insanların kitaplarına editörlük yapıyor, sektörün kördüğüm olmuş kanallarından geçmelerini sağlıyorum.
Ayrıca youtubekids için yeni model çizgi filmler üretiyor Türkiye’nin en iyi stüdyoları ile işbirliği halinde çalışıyorum.
12-) Anne ve babalara, çocuk kitabı seçerken hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Özellikle kitap okumanın çocuklar üzerindeki muhteşem etkisini fark eden anne ve babaların, çocuk kitaplarına çok daha fazla ilgi göstermeye başlamış olmaları beni memnun ediyor. Ancak birkaç kitap alıp çocuğun okumasını beklemek amaçsız bir eylem olacaktır. Rol model olmak için çocuklarının yanında kitap okumaları gerektiğini bildiklerini düşünüyorum. Benim onlara önerim çocuk kitaplarını okumaları olacaktır. Hem böylelikle çocuksu heyecanlarını tazeleyebilir hem de çocuklarının ne tarz kitaplar okuduğunu kontrol altında tutabilirler.
13-) Çocuk kitabı yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Kitap yazmak hayal kurmakla başlar. Çocuk kitabı yazmaksa çok fazla hayal kurmayı gerektirir. Çocuksu heyecanını kaybetmeyip kahvaltı tabağındaki omletin de konuşabileceğine inananlar çocuk kitabı yazarı olabilir.
Ve tabii ki çocuk kitabı yazarı olmayı gerçekten isteyenler…
Yazar olmanın tam zamanlı bir iş olduğunu, tıpkı resmi görevlerde olduğu gibi her gün aynı saatte bilgisayarın ya da kağıdın başına oturulması gerektiğini aklından çıkarmamalı.
Ve en önemlisi!
Muhteşem bir fikir bulduğunuzda bunu, bu işle ilgilenmeyen hiç kimse ile paylaşmamalısınız. Çünkü sizin gözünüzde parlayan ışığı anlamlandıramayacak ve size saçmaladığınızı söyleyeceklerdir. Aklınıza gelen o muhteşem fikri yalnızca kitabınızdaki karakterle paylaşın. Bırakın hissettiğiniz duydular parmaklarınızı yol edip yazdıklarınızın arasına dağılsın.
Hayal ettikleriniz ete kemiğe bürünüp dünyaya geldiğinde -yani bir kitap olduğunda- sizden çok onların hayal ettiklerinizi sevdiğini göreceksiniz.
11-) Minik okurlarınıza neler söylemek istersiniz?
Hepsini çok seviyorum ve Covid-19 döneminin bitişini sabırsızlıkla bekliyorum. Kitap Fuarlarında büyük bir heyecanla yanıma gelen ve yazdığım serilerin devamını almak için heyecanla bekleşen minikler, benim bir sonraki kitaba başlama sebebim oluyor.
Okul imzalarında onlarla birlikte hayal kurmak dünyanın en eğlenceli işi. İlerde yazar olmak istediklerini söyleyerek hazırladıkları taslakları okumamı isteyenlerse en sevdiklerim.